10 Aralık 2014 Çarşamba
YIL BİTERKEN
Geçen sene ilk yayınımı 31 Aralık tarihinde yapmıştım, nerdeyse bir yıl oldu yani. Blogu açarken çok daha sık yazmak niyetindeydim. Ama o zamanlar bu işin bunca emek istediğini de bilmiyordum tabiki. Konu sıkıntısı çok çekmesemde fotoğraf başlı başına bir mesele.Özellikle akşam evdeki ışık fotoğraf için hiç uygun olmuyor.Ya da şöyle demek daha doğru, benim gibi ışığı yönetmek konusunda acemi olan birisi için uygun olmuyor. Neyse uzun lafın kısası bu kadar aralıklarla yazmaktan hoşnut değilim. Ama dikkat ediyorum da sadece bende değil instagram pinterest vb paylaşım araçları arttıkça pek çok bloger eski sıklıkla paylaşım yapmıyor ama buraların tadı çok başka benim için. Şu aralar ne mi yapıyorum. Hafta içi iş dışnda pek bir şeye vakit ayırabildiğim yok hafta sonuda genellikle inşaatın başındayız. Hoş buna hiç gerek yok ama insan merak ediyor işte. Anlayacağınız üzere bizim evin inşaatı nihayet başladı , fena da gitmiyor. Sadece hava şartlarından dolayı proğramda aksamalar oluyor o kadar, ama tüm işler gibi inşaat da zorlu bir süreç. Kendi evini baştan sona planlayıp istediği gibi yaptırmak pek çok kişinin hayalidir elbet, bizim de öyleydi. Ama başından sonuna kendiniz bir ev yaptıracaksanız zorlu ve uzun bir süreci de göze alacaksınız demektir. Zira inşaat ruhsatına kadar belediye ile epeyce bir mesai harcadık. Hem mimari projede hem statik projede belediyenin istediği değişiklikleri yapmak ,beklemek tekrar değiştirmek,tekrar beklemek zorunda kaldık. 2 aydan biraz uzun bir zamanda bu işi hallettik. Bizim arsamız düz bir zemine oturduğundan harfiyat çok mesele olmadı. Ama bohçalama ve temel hazırlığı da hem zaman hem ekonomik olarak yorucu. Gerçekten daha yüzeye çıkamadan ciddi bir para harcamıştık. Ama ne de olsa evi temel taşıyacak o nedenle çok da söyleyecek bir şey yok. Temelden sonrası biraz daha kolay ilerliyor gibi, yağmurların izin verdiği ölçüde elbette. Aralık ayının sonuna kadar kaba inşaatın bitmesi gerekiyor. Umarım bu takvimde bir gecikme yaşamayız. Ondan sonrası zevkli olmasına zevkli ama bir o kadar da zor olacak. Çünkü doğru kararları vermek, uzun vadede hem en kullanışlı, en çevreci ve en zevkli malzemeleri bulmak önemli. Tabi maliyetler bizim kararımızı etkileyecek en önemli etkenlerden biri, hatta sonradan entegre edilebilecek pek çok şeyi de sonraya bırakacağız. Mesela büyük bir ihtimalle evi bitirdiğimizde bir ısınma sistemimiz olmayacak, başlangıçta sadece altyapısını yapmakla yetineceğiz. Ancak İzmir'in havası bu anlamda beni çok korkutmuyor. Bir belki de iki kışı sadece klima ile çıkarabiliriz diye düşünüyorum. Biz gerçek anlamda ekolojik bir ev yapmıyoruz ama mümkün olabildiğinde doğal ve çevreci malzemeleri kullanmaya gayret edeceğiz. Bundan sonraki süreci ve seçimlerimizi daha sonraki yayınlarda paylaşırım sizlerle.
Şimdilik sevgiyle kalın
Etiketler:
blog,
ekolojik ev,
inşaat,
pinterest,
yıl sonu
13 Ekim 2014 Pazartesi
MOBİLYA BOYAMA
Polisan matrix lux anti aging x1 su bazlı kokusuz parlak boya
Mobilya boyama uzun zamandır üstüne kafa yorduğum ve araştırdığım bir konu . Zira pek çok kişi ile sorunum ortak, uzun zamandır kullandığım artık renginden sıkıldığım ama dayanıklılığı ve kalitesi yüzünden elden çıkarmaya da gönlümün el vermediği mobilyaların dönüşümü. Neredeyse bir yıldır mobilyalarını boyayarak dönüştüren arkadaşların deneyimlerini okuyorum. Özellikle Sevgili turuncu oda http://www.turuncuoda.com/ çok güzel uygulamaları ve detaylı açıklamaları ile pek çok kişiye ilham kaynağı oldu. Ben araştırmalarım sonunda seçenekleri 2 ye indirdim. Birincisi sevgili turuncu odanın blogunda tarifini paylaştığı chalk paint (http://www.turuncuoda.com/p/chalk-paint-boyasi-hazirlama-bu-sayfay.html) uygulaması diğeri ise zımparalama işini ortadan kaldırmayan Polisan matrix lux anti aging x1 su bazlı kokusuz parlak boya. Chalk paint uygulamasında kıvamı tutturma ve şu karıştırma işi gözümü korkuttuğundan Polisan da karar kıldım. Uzun zamandır boyanmayı bekleyen annemin ayakkabılık takımından başladık. Sonucun fiyasko olması ihtimali olduğundan önce sadece askılıktan işe başladım . Zira bir hafta sonuna zaten ayakkabılık, boy dolabı askı ve aynadan oluşan 4 parçalı bir takımı boyamam mümkün olmayacaktı hemde eğer sonuç kötü olursa askılık kolay gözden çıkarılabilecek bir parçaydı. Kendi mobilyalarımın hem parçaları çok daha büyük hemde küçücük bir balkonda zımpara yapmanın zorlukları malum. Askılığın üzerindeki metal aksesuarların çıkarılması ve zımparadan sonraki görüntüsü bu. Zımparayı çok derin yapmadım.
Zira benim amacım sadece üsteki cila tabakasından kurtulmaktı. Kenardaki çıta kısımlarını el ile ortadaki geniş alanı ise zımpara makinesi ile zımparaladım. Bu iş 1 saatten daha uzun bir zamanımı almadı.
Açık havada çalışmak zımparalama açısından çok büyük kolaylık sağladı. Zira benim kullandığım makine öyle toz torbalı üst seğment makinelerden değil. Ama açık hava da da fotoğraflar tam istediğim gibi olmadı.
Fotoğraflarken ağaçların gölgelerini engelleyemedim. Birinci kattan sonraki görüntü bu şekildeydi. Üzerinde yanılmıyorsan ikinci kat için bekleme süresi 6 saat şeklinde yazıyordu ancak ben hem açık havada olduğundan hem de 6 saat sabredemeyeceğimden yaklaşık 2 saat kadar sonra ikinci katı uyguladım. İkinci kattan sonraki görüntüsü aşağıdaki şekildeydi.
İkinci kat sonunda fırça ile uygulanan çıtalarda ciddi fırça izleri vardı ancak rulo fırça kullandığım orta bölüm fena değildi. Toplamda 4 kat boyadım. Bence daha fazlası gereksiz. Son halini diğer parçalar da bittiğinde toplu olarak yayınlayacağım için tekrar çekmedim.
SONUÇ: Homojen güzel dokulu gerçekten başarılı bir boya. Kapatıcılığı yüksek, uygulaması kolay. Güzel bir dokusu var. Zımparalamayı da çok gözde büyütmemek gerek. Zira büyük parçalar yada yatak odası yemek odası gibi çok parçalı mobilyalar boyanacaksa arkasında toz torbası olan zımpara makinelerinden edinilebilir. Her halükarda bir cilacıda yada mobilyacıda boyatmaktan çok daha ucuza mal olur. Ben başlangıç olarak 15 TL ye bir kiloluk boya almıştım. Edindiğim izlenim şu 2 kg boya ile 4 parça mobilya çok rahat boyanabilir. Bu arada bir detayı daha paylaşmak istiyorum. Ben çiğ beyazlığı kırmak için evde bulunan ahşap boyalarından biraz boyanın içine karıştırdım. Ancak çok etkili olmadı gibi. Ama şunu test etmiş olduk boyanın diğer su bazlı renklendiricilerle karıştırılmasında bir sakınca olmuyor.
Tek dezavantajı ahşabın dokusu budak görünümleri falan ortadan kalkıyor. Mobilyaların rengini değiştirdikten sonra bu görünümü de yakalamayı başarabilirsek mesele bitmiştir benim için. Belki ahşap boyama yapan arkadaşlar için bunun da yolları vardır. Benden şimdilik bu kadar önümüzdeki hafta sonlarında aynı yöntemle diğer parçaları da boyayıp paylaşmak ümidiyle.
Sevgiyle kalın....
30 Eylül 2014 Salı
KABAK KIZARTMASI
Oldum olası kabak kızartmasını sevmem. Kabak bizim evde sadece mücver ve kabak graten şeklinde tüketilir. Ama dün nette dolanırken uzun zamandır gördüğüm ama bir türlü denemeye fırsat bulamadığım sodalı kabak tarifine tekrar rastlayınca akşama denemeye karar verdim. Sodalı kabak kızartması ile ilgili iki ayrı tarif var internette, birincisinde kabaklar çiğ şekilde soslanıp kızartılıyor diğerinde ise 5 dk tuzlu kaynar suda haşlanan kabaklar soslanıyor. Ben birinci tarifi denedim. Bire bir orjinal tarife sadık kalmadan yaptığım kendi tarifimi paylaşayım.
4 adet orta boy kabağı verev şekilde kesip un soda yumurta sarımsak, dere otu ve baharat karışımından oluşan sosa buladım. Soda ve unun miktarlarını göz kararı ayarladım, zira kıvamı bulamaç şeklinde olacak ki kabaklara tutunabilsin. 20 dk kadar ben başka şeylerle uğraşırken sosun içinde beklemiş oldular. Sonrası kolay kızgın yağda iki tarafı da pembeleşene kadar kızartmak o kadar. Biz beğendik. İkinci bir kez denersem kabakları önceden 5 dk kadar haşlamayı düşünüyorum. Sadece iki tarifi kıyaslamak anlamında.
Yanına da iki ayrı sos hazırladım .
İlki kırmızı soğan, sarımsak, dereotu, baharat (isteğe göre) nar ekşisi domates püresi ve sızma zeytinyağını rondoda geçirerek yaptığım bir dip sos.
İkincisi ise süzme yoğurt, mayonez ve sarımsak karışımı
Denemek isteyenler için şimdiden afiyet olsun.
4 adet orta boy kabağı verev şekilde kesip un soda yumurta sarımsak, dere otu ve baharat karışımından oluşan sosa buladım. Soda ve unun miktarlarını göz kararı ayarladım, zira kıvamı bulamaç şeklinde olacak ki kabaklara tutunabilsin. 20 dk kadar ben başka şeylerle uğraşırken sosun içinde beklemiş oldular. Sonrası kolay kızgın yağda iki tarafı da pembeleşene kadar kızartmak o kadar. Biz beğendik. İkinci bir kez denersem kabakları önceden 5 dk kadar haşlamayı düşünüyorum. Sadece iki tarifi kıyaslamak anlamında.
Yanına da iki ayrı sos hazırladım .
İlki kırmızı soğan, sarımsak, dereotu, baharat (isteğe göre) nar ekşisi domates püresi ve sızma zeytinyağını rondoda geçirerek yaptığım bir dip sos.
Denemek isteyenler için şimdiden afiyet olsun.
18 Eylül 2014 Perşembe
BAŞLIKSIZ YAZI
21 Ağustos 2014 Perşembe
DEPRESYON
Blogu açmadan önce çok severek takip ettiğim bloggerler kısa da olsa yazılarına ara verdiklerinde inanılmaz hayal kırıklığı yaşıyordum. Ama şimdi görüyorum ki son yazımın üstünden haftalar geçmiş. Demek ki insan her zaman yazmak, paylaşmak istemeyebiliyor ya da eli varmıyor. Bir de bu disiplin meselesi yani bende eksik olan şey. Son yazımdan bu yana neler mi oldu hayatımızda ? Öncelikle sınav sonuçları açıklandı, Jasmin ilk tercihine yerleşti. Eylülün ilk haftası kayda gideceğiz. Bu iyi haber elbette. İnşaat projesi nihayet çizildi ve 6 Ağustos itibari ile incelenmek ve onaylanmak üzere Belediyeye teslim edildi. Bu süreçte eli kolu bağlı beklemek biraz zor oldu ama artık sona yaklaştık gibi. En geç 15 gün içinde projede değişim istenen bir husus çıkmazsa onaylanmasını bekliyoruz. Genel olarak her şey yolunda gidiyor ama benim içinde bir umutsuzluk, yorgunluk, isteksizlik. Bildiğiniz depresyon hali kısaca. Adını şimdi hatırlayamadığım bir Holywood yıldızı depresyon, grip gibi aniden gelir, neden ve nereden çıktığını anlayamazsınız demişti. Aynen öle bir durumdayım İş tat vermiyor, evde zorunlu olmadıkça elimi kaldırmak istemiyorum. Şu an beni sadece yeni ev için başladığım perdeyi örmek keyiflendiriyor. Hatta diyebilirim ki geçen Cumartesi evde kimse yoktu ve ben 12 saate yakın sadece perde ördüm bu arada da 3 tane film izledim. Böyle beni bıraksalar hiç bir şey yapmaya mecbur olmasam bütün gün o koltuktan kalkıp diğerine otursam üstümden pijamalarımı çıkarmasam.İşte böyle bir haleti ruhiye. Daha da uzatıp sizin de keyfinizi kaçırmadan bana müsaade.
Hafta sonu yaklaşıyor ben şimdiden herkese keyifli ve bol üretimli bir hafta sonu diliyorum.
17 Temmuz 2014 Perşembe
UZUN ARA
Uzun zaman oldu yazamadım, yazmadım,içimden gelmedi. Bu arada neler mi yaptım. Kızlar sınavlara girdiler, sonuçlar açıklandı, tercihlerimizi yaptık artık beklemedeyiz. Kısa da olsa bir tatil yaptım. İyi geldi ruhum dinlendi, şimdi tekrar işimin başındayım. İnşaat projesinin çizilmesini bekliyoruz, biraz yavaş ilerliyor gibi ama teknik konular çok da müdahale edebileceğimiz alanlar değil. Yine hareketli günler bizi bekliyor. Bir hafta içinde ÖSYM yerleştirmeleri yapacak, daha sonra kayıt telaşı, yurt arama bulma, yerleşme, yerleştirme. Eylül başı gibi kaba inşaatın başlamasını bekliyoruz. Bir sürü güzel gelişmeler oluyor hayatımızda.Ama Barışımızın kaybından bu yana ruhum yaralı. Normalde çok coşkuyla karşılayacağım olaylara, şeylere,nesnelere daha temkinli yaklaşıyorum sanki. Ama hayat herkes için nasılsa benim içinde öyle. Sevinçlerle acılar hep iç içe.
Daha sık sık buluşmak ümidiyle...
Herkese kocaman sevgiler.
18 Haziran 2014 Çarşamba
GÜNAYDIN
Gününüz güzel geçsin, sadece iyi dileklerimi ve bu güzel görselin enerjisini bırakmak için uğradım.
Sevgiyle kalın....
5 Haziran 2014 Perşembe
YAŞAM BİR ŞEKİLDE DEVAM EDİYOR
Hayat giderek normal ritmine geri dönüyor sanki. Acılar unutulmuyor ama insanoğlu acılarıyla yaşamaya alışıyor. Bazılarımız yaşadıklarımızdan terbiye oluyor bazılarıysa olanlar hiç olmamış gibi yaşamaya devam ediyor. Şu aralar gündemimizde kızların sınavları var. Neyi ölçtüğünü tam da anlayamadığım bir çeşit yap-boz olan eğitim sistemimizde kızlar da kendi geleceklerini arayacaklar. Bu vesileyle sınava girecek tüm gençlerimize de şimdiden başarılar diliyorum.Geçen zaman içinde bir sürü projeyi bitirdim ama malum sebeplerle fotoğraflayıp paylaşmak mümkün olmadı. En kısa zamanda kendimi toparlayıp paylaşmayı umut ediyorum.
Daha sakin daha yaratıcı ve daha keyifli bir zamanda tekrar görüşmek ümidiyle.
Sevgiyle kalın...
26 Mayıs 2014 Pazartesi
NURLAR İÇİNDE YAT SEVGİLİ BARIŞ
Sevgili BARIŞ,
Bugün senin kaybının 3. günü. Bir sürü şey yazdım önce, sonra sildim hepsini. Böyle zamanlarda tüm laflar boş. Bugün ilk kez içimde bir ferahlık duydum sabah uyandığımda. Nedendir bilmiyorum mutlu olduğunu hisettim. Dayın bu fotoğrafına bakıp bakıp el mi sallıyor diye soruyor. Eğer el sallıyorsan Barış ve giderken gerçekten yüzün böyle gülüyorduysa gerisi boş. Ben sana sonra yine yazarım. Domates çorbasından, domuz etinden rus kızlarından konuşuruz. Belki anneni babanı çekiştiririz. Belki Yasminin uslanmaz hallerini. Konuşuruz daha. Dayının bir organı olmuş telefonunu, halanın hastanede başından çıkarmadığı beyaz örtüsünü.Daha çok laf var edilecek. Sen şimdilik iyi bak kendine. Dedeciğine selam söyle, de ki ona Ebru ablayla biraz daha zaman geçirseyin keşke. Bir el de ona verseydin. Ona da göz kulak ol Barış, yaşlandı nihayetinde. Sütlaç , muhallebi falan ister o şimdi senden, aklında olsun çok yemesin dokunur. Şimdilik gözlerinden öpüyorum. Nurlar içinde yat.
13 Mayıs 2014 Salı
30 Nisan 2014 Çarşamba
HAFTA SONU GEZMELERİ,TAŞ EV ve İSKELE PAZARI
Havaların ısınmasıyla hafta sonu gezmelerimiz de başladı.Ülkemin her yeri ayrı güzel mutlaka ama biz İzmirliler bu konuda daha bir şanslıyız. Çok kısa mesafelerde ulaşılabilecek birbirinden güzel sahil beldeleri, uzun süreli tatiller dışında hafta sonu soluk almamıza olanak sağlıyor. Çeşme ve Alaçatı'nın aşırı popüler olması, kalabalığı ve tesislerin gereksiz yüksek fiyat politikaları nedeniyle bir kaç senedir yüzümüzü Karaburun yarımadasına çevirdik. Hem çok daha bakir, hem de yolunun nispeten kötü olması nedeniyle daha sakin..Hele nergis mevsiminde gidenler için tam bir görsel şölen. Gerçi biz nergis mevsimini kaçırdık ama neyse.
Son durak İskele pazarı .
Daha ziyade yerli halkın üretimlerini değerlendirdikleri İskele pazarı özellikle değişik otlar yönünden çok zengin.Hoş benim ot kültürüm pek olmadığından çoğuna sadece bakmakla yetiniyorum. Girit kabağını denemeyenlere ise şiddetle tavsiye edilir. Ben burada uzun uzadıya tarifini vermeyeceğim zira internette pek çok kaynakta Girit kabağı dolması tarifi bulmak mümkün.
Neyse efendim benden bugünlük bu kadar hepinizin hafta sonu afiyetle geçsin
Taş ev Mordoğan yolu üzerinde belli bir saate kadar kahvaltı daha sonrada balık lokantası olarak hizmet veren son derece salaş bir mekan. Konfor ve hijyen meraklıları için çok uygun değil.
Bizim severek gittiğimiz bir mekan. Gerçi bu sene kahvaltıda çeşit azalmış gibi geldi bana Belki de sezonun başı olduğundandır.
Özellikle Ege Bölgesine özgü farklı reçelleri tatmak mümkün. Enginar reçelini deneyin mutlaka derim ben.
Ben de ortamla uyum içindeyim. Ortam salaş ben salaş.
Kahve molası İskele Gelinkaya'da. İskele her geçen gün yeni mekanlara ev sahipliği yapıyor.
Canım Begonviller
Son durak İskele pazarı .
Daha ziyade yerli halkın üretimlerini değerlendirdikleri İskele pazarı özellikle değişik otlar yönünden çok zengin.Hoş benim ot kültürüm pek olmadığından çoğuna sadece bakmakla yetiniyorum. Girit kabağını denemeyenlere ise şiddetle tavsiye edilir. Ben burada uzun uzadıya tarifini vermeyeceğim zira internette pek çok kaynakta Girit kabağı dolması tarifi bulmak mümkün.
Neyse efendim benden bugünlük bu kadar hepinizin hafta sonu afiyetle geçsin
Etiketler:
deniz,
ege mutfağı,
girit,
hafta sonu,
iskele,
kahvaltı,
karaburun,
mordoğan
24 Nisan 2014 Perşembe
BU KUMAŞLARDAN NE OLUR?
Evinde dikiş makinası olmayan, hatta bırakın dikiş makinasını, olsa da onu kullanmayı bilmeyen ben son kemeraltı turumdan elimde bu kumaşlarla döndüm. Şimdilik sadece seyrediyorum gün gelir onlarda başa bir kimliğe bürünür elbet
Şöyle bir selam edip çıkacağım. Buralara uzun zaman oldu uğrayamadım. Özel bir sebebi de yok aslında. Ama insan her zamanda havasında olmuyor. Bir de şu var ki blog yazmak gerçekten sorumluluk işi. Sanırım ben kendimi henüz bu konuda terbiye edemedim. Ne diyelim her şey zamanla olgunlaşıyor. Keyifli kalın efendim.
Etiketler:
dikiş,
dikiş makinası,
hobi,
kemeraltı,
kumaş
4 Nisan 2014 Cuma
YAŞASIN CUMA
Seçimlerdi sınavlardı derken uzun zamandır paylaşım yapamamıştım. Aslında paylaşmayı arzuladığım bi kaç küçük proje vardı ancak iş yerinden yazdığım ve yanımda da fotoğraflar olmadığından bir başka bahara kaldı. Öyle kalıcı değilim arkadaşlar. Şöyle güzel bir hafta sonu dilemek için uğradım iki dk'lığına.
Benim hafta sonu programım mı ? Mevsim geçişinden dolayı bir sürü ütülenecek giysi var. Kışlıklar, yazlıklar kaldırılacaklar, Kızılay'ın giysi kutularına konmak üzere ayrılacaklar.Şöyle güzel bir ütü masam olsa keyifli keyifli ütülerimi yapsam. Ne hayal ama.
Neyse efendim sevgiyle kalın. Sizin hafta sonunuz az iş bol eğlence ile geçsin...
24 Mart 2014 Pazartesi
IVIR ZIVIR İŞLER
Herkesin evinde vardır böyle işler, ciddiye alınmaz ama yapılmasa da olmaz. Sürekli ertelediğim ama artık ertelenecek hali kalmayan bir işti benimki. Uzun zamandır sadece içini temizleyip magnetleri çıkarmaya üşendiğim için kapağını silemediğim buzdolabımdan bahsediyorum. Ama Cumartesi günü bir gayret başladım temizliğe.
Magnet biriktirmek benim değil eşimin merakı. Zira işi nedeniyle bütün dünyayı gezen kendisi. Bize de dönüşte magnetlere bakıp iç çekmek kalıyor.
Çok sevdiğim bir kaç parçayı paylaşmak istedim.
Bunlar geldiği günden beri en beğendiğim parçalar. Üzerine neler alındı ama benim hala favorilerim.Rusya'dan ve el boyaması.
Bu yukarıda ki de çok espirili. Siz siz olun mükemmel erkeği bulma sevdasından yol yakınken vazgeçin...
Çinden Amerika'ya Hindistandan Bulgaristana. Dünyanın pek çok yerinden evimize nisafir oldu kendileri.
İtalya , Almanya,Sırbistan Dubai,Bulgaristan, Yunanistan ve artık hatırlamadığım pek çoğu. Hepsi bize başka bir hikaye anlatır.
Hepsi tek tek yıkandı kurumaları beklendi tekrar yerlerini buldu. Bu arada bazıları da kazaya kurban gitti. Zira mıknatısları ayrıldı yıkarken. Onlar da yapıştırılmayı bekliyor, bakalım artık elim ne zaman değerse.
Fotoğraftaki gölgelenmeyi engellemenin bir yolu var mıydı bilmiyorum.
Çok bol fotoğraflı bir post oldu değil mi?
Nihayet iş bitti darısı diğer dolabın başına. Eğer fotoğraflamak daha doğrusu temizlemek zor gelmesse onu da paylaşırım belki bir gün.
Sevgiyle kalın. ...
20 Mart 2014 Perşembe
UZUN ARA
Blogu açarken hedefim haftada en az bir post eklemek yönündeydi. Ama şu aralar hayatım hastalıklar, hastaneler, test sonuçları şeklinde devam ettiğinden ve ben de sizlerle tatsız mevzuları paylaşmayı arzu etmediğimden ara verdim ama baktım ki durumda bir değişiklik yok ve bu ara uzadıkça uzuyor, iki satırda olsa yazmak istedim.
Hafta sonu kızların sınavı var hepimizde sınav stresi son safhada. En azından şu birinci aşamayı atlatsak.. Ama çok daha önemlisi Pazartesi günü yeğenimiz çok önemli bir ameliyata giriyor. Hepimizin duaları Sevgili Barış için.Bu arada boş mu duruyorum. Pek sayılmaz. Son derece basit ama bir o kadar örmesi keyifli bir yatak örtüsü örmeye başladım, hatta motifler neredeyse bitme noktasına geldi. Şu stresli zamanlarda en büyük rehabilitasyon şekli benim için. Eğer fırsat bulabilirsem hafta sonu sizler için fotoğraflayacağım.Efendim benden şimdilik bu kadar... En kısa zamanda keyifli paylaşımlarda buluşmak ümidiyle.
6 Mart 2014 Perşembe
YAŞASIN CUMA
Bir haftanın daha sonuna geldik. Bugün tüm çalışanların olduğu gibi benim için de haftanın en güzel günü.
İzmir'de tüm hafta yağışlı geçti ve sanırım hafta sonunda bu şekilde devam edecek. Tüm kış hasretini çektiğimiz yağmurlar baharla birlikte geldi İzmir'e. Gelsin de gece gelsin, gündüz gelsin , yazda,baharda, kışta yeter ki gelsin...Yenilesin bizi, yıkasın, temizlesin ruhları . Güzel ülkeme temiz apaydınlık bir baharı getirsin.
Benim hafta sonu planım sıcacık evimde penceremin önünde oturup örgümü örmek. Mümkünse hiç kalkmadan, ara vermeden. Tek isteğim fonda güzel bir müzik, havada toprak kokusu, pencereden karşı ki tepeler, sıcak bir fincan çay, yanında tarçınlı kek, şöminede ki odunların çıtırtısı...Daha ne olsun değil mi:)
Hepinize huzur dolu bir hafta sonu diliyorum.
Etiketler:
hafta sonu,
keyif,
kış,
örgü,
pencere önü,
şömine,
yağmur,
yaşam
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)