26 Kasım 2015 Perşembe
YENİDEN MERHABA
Çok zaman oldu yazmayalı .Yazmadığım bu uzun arada yaşadığımız en önemli şey geçirdiğimiz kazaydı. Çok şükür hiçbirimizde önemli bir şey yok ama karşımızdaki 22 yaşındaki motorcu genç bizim kadar şanslı değildi. Çok detaya girmek istemiyorum; çünkü itfaiye araçları, ambulanslar, polisler karakollar ve hastaneler derken kabus gibiydi ve ben hala kazanın etkisinden tam olarak kurtulabilmiş değilim. Yaşam üzüldüğümüz, bazen sahip olmayı çok önemsediğimiz pek çok şeyin aslında ne kadar da önemsiz olduğunu anlamamızı sağlayan bir sürü olayla dolu. Kaza da aynen böyle oldu. Her şeyi sorgulayacağım bir dönemin başlangıcı oldu benim için . Ama insanoğlunun garip bir hafızası var, yaşadığı önemli kayıplar ve acı olaylardan sonra bir süre her şey önemini kaybediyor ama sonra her şey yavaş yavaş eskiye dönüyor. Nesnelerle ilişkimin de zayıfladığını hissediyorum. Hatta severek izlediğim bazı bloglara bile uzun zaman uğramadım. Bu aralar herkes ve her şey birbirini tekrar hatta taklit ediyor gibi geliyor. Neyse benim halet-i ruhiyem böyle bu aralar.
Yukardaki görsel bütün emaye sever arkadaşlara gelsin benden.
Gününüz güzel geçsin, sevgiyle kalın
13 Şubat 2015 Cuma
dedem,gofret ve ben: YAŞASIN CUMA
dedem,gofret ve ben: YAŞASIN CUMA: İzmir uzun senelerden sonra ilk kez bu kadar sert bir kış geçiriyor, fırtınalar, kar yağışları, bitmeyen yağmurlar derken perişan olduk. Öze...
YAŞASIN CUMA
İzmir uzun senelerden sonra ilk kez bu kadar sert bir kış geçiriyor, fırtınalar, kar yağışları, bitmeyen yağmurlar derken perişan olduk. Özellikle sert hava koşulları altyapı yatırımı tam olmayan bölgelerde ciddi sıkıntılar doğurdu, biz sahile çok yakın bir noktada oturduğumuzdan fırtınadan ve lodostan nasibimizi aldık 1 hafta kadar çanak antenler nedeniyle Digitürkden yayın alamadık, sık sık elektriklerimiz kesildi, çatıdaki kiremitlerimiz uçtu falan filan... Ben de hal böyleyken iyiden iyiye mutfağa sardım baktımda son paylaşımlarım hep yemek üstüne olmuş.
Bugünde tamamen kendi uydurduğum bu kremalı börek tarifi paylaşmak için uğradım.
Malzemeler
1 adet soğan
2 adet çarliston biber
1 adet kırmızı biber
1 küçük paket sosis
1 kavanoz garnitür
1 paket krema
4 adet yufka
Daha dünkü postumda ölçülü tarif vermeyi sevmiyorum demiştim ama bu sefer böyle oldu.
İç harcı için soğan ve biberleri yumuşayana kadar pişirip sosis ve garnitürü ilave ettim. Harcın biraz soğumasını bekledikten sonra bir paket kremayı da ilave ettikten sonra alttaki fotoğrafta görüldüğü gibi sardım . Krema zaten yağlı olduğundan yufkaya sadece çok az ayçiçek yağı ve su karışımı sürdüm. Daha sonrası malum, yumurta sarısı ve susam.
Bugünde tamamen kendi uydurduğum bu kremalı börek tarifi paylaşmak için uğradım.
Malzemeler
1 adet soğan
2 adet çarliston biber
1 adet kırmızı biber
1 küçük paket sosis
1 kavanoz garnitür
1 paket krema
4 adet yufka
Daha dünkü postumda ölçülü tarif vermeyi sevmiyorum demiştim ama bu sefer böyle oldu.
İç harcı için soğan ve biberleri yumuşayana kadar pişirip sosis ve garnitürü ilave ettim. Harcın biraz soğumasını bekledikten sonra bir paket kremayı da ilave ettikten sonra alttaki fotoğrafta görüldüğü gibi sardım . Krema zaten yağlı olduğundan yufkaya sadece çok az ayçiçek yağı ve su karışımı sürdüm. Daha sonrası malum, yumurta sarısı ve susam.
Ben açıkçası pişirme işlemi için hiç bir zaman süre tutmuyorum piştiğini anlayınca kapatıyorum o kadar. Zira herkesin fırının farklı bir ayarı var o nedenle sadece 200 derecede pişirdiğimi söylemem yeterli sanırım. Belki buna benzer bir tarif deneyen vardır ama ben ilk kez kremalı bir börek yaptım ve ev halkı tarafından çok da beğenildi.Denemek isteyenlere şiddetle tavsiye edilir.
İç malzemem bitip geriye de 2 tane yufkam kalınca kalan 2 yufka içinde klasik kıymalı patatesli harç hazırladım. Anlayacağınız dün akşam ev halkı böreğe doydu.
Bugün işin son günü genel olarak bu hafta iş yeri sakinde ben de fırsat bu fırsat deyip son iki postu ekleyebildim. Ama haftanın son günüyle sakin ve mesut günlerimizin de sonu geldi. Benden şimdilik bu kadar.
Hafta sonunuz keyifli geçsin, sevgiyle kalın....
12 Şubat 2015 Perşembe
SEVGİLİ TIFIL VE PATATES MANTISI
Tıfıl bizim canımız, sevgilimiz, evdeki son can dostumuzdu. Kendisiyle yollarımız bir sene kadar önce ayrıldı. Zira yanlış bir yönlendirme ile apartman hayatına hiç de uygun olmayan, hareket ihtiyacı çok fazla olan dişi bir beagle edinmiştik. Aslına bakarsanız tıfıl evimize gelmeden önce çok araştırma yaptık, veteriner dostlarımızla konuştuk. Çünkü acı bir trafik kazasında kendisini kaybedene kadar sevgili zuzuyla uzun yıllar çok keyifli bir hayatımız olmuştu. Ama beagle av köpeği kökeninden geldiğinden hareket ihtiyacı çok fazla olan bir ırk. Sabahları ve eve geldikten sonra 15 dk gezmek onlar için çok yetersiz zira uzun uzun koşmak istiyor ama daha fazlasını yapabilmek de bizim şu an ki koşullarımızda imkansız . Bir süre sonra tıfılla yaşamak konusunda inat etmek hem bize hem ona eziyet haline geldi. Büyük araştırmalar sonunda kendi doğasına uygun bir yaşam sürebileceği, yanında kendi cinsinden arkadaşları olacağı bir avcı dostumuza emanet ettik kendisini.Şimdi tüm bunlar nereden çıktı diyebilirsiniz. Telefondaki fotoğrafları gezerken tıfılı hatta zuzuyu da burada hiç paylaşmadığımı farkettim. Zuzu bizim ilk göz ağrımızdı, elimizde büyüdü, onbir tane yavrusu oldu yavrularını büyüttük. En güzel zamanlarımız zuzuyla geçti ve onun kaybı bizim içimizde hala çok taze bir acı. Belki belli bir süre sonra zuzuyla ilgili de bir paylaşım yapabilirim ama dediğim gibi şu an daha fazlasını söylemek, yazmak, yayınlamak benim için zor. Elbette tıfıl da çok değerliydi, insanın evlatlarını birbirinden ayıramaması gibi evini paylaştığı can dostlarının sevgilerini de ayırması zor. Buradaki tek fark insan ilişkilerinde de olduğu gibi birlikte geçirdiğimiz zaman uzadıkça biriktirdiğimiz anılarda çoğalıyor o kadar.Bir de tıfılın güvende iyi bakıldığını bildiğim bir evde ve mutlu bir yaşamı olduğunu bilmek beni rahatlatıyor.
Tıfılı sahiplendirmek zorunda kaldıktan sonra yeni bir köpek edinme konusunu en azından ben emekli olana ve bahçeli bir eve taşınana kadar erteledik. Onların evlerimize ve hayatlarımıza kattığı enerji öylesine büyük ki, bunu evini bir ev hayvanıyla paylaşan dostlarım çok iyi anlayacaktır.Şu an temiz ama içinde kocaman bir boşluk olan bir evimiz var.
Bir dönem evde yalnız kalmasına dayanamadığımızdan her gün eşimle birlikte onun ofisine taşınmıştı tıfıl, yukarıdaki görüntüler de o dönemden. Kendisinde bir basın muhabirinden ziyade bir anchorman havası yok mu ama.
Gelelim patates mantısına; ne patates mantısının nede tıfılın elbette birbirleriyle ilgisi yok.
Aslında bu tarif iş sonrası hafta içi hızla yapılabilecek pratik tariflerden biri.
Ben uzun uzun ölçülü tarif vermeyi sevmiyorum. Elbette ölçü vermek gereken tarifler de var ama benimkiler hemen herkesin kolayca yapabileceği türden. Paylaşmamın tek sebebi de insan bazen ne yapacağını bilemez aklına farklı bir alternatif gelmez ya işte öyle zamanlar için bir öneri olsun.
Patates püresini bildiğimiz yöntemle hazırlıyoruz kıymalı harcını da ağız tadınıza uygun şekilde hazırlayabilirsiniz. Ben bol soğan,domates, kırmızı ve yeşil biber baharat ve taze maydanoz ilavesiyle klasik bir kıyma harcı hazırladım. Hazırladığımız patates püresinin üzerine harcımızı yaydıktan sonra 15 dk fırınlıyoruz. Üzerine sarımsaklı yoğurt ve en üstüne de tereyağında kızdırılmış pul biber dökerek servis edebilirsiniz.
Tıfılı sahiplendirmek zorunda kaldıktan sonra yeni bir köpek edinme konusunu en azından ben emekli olana ve bahçeli bir eve taşınana kadar erteledik. Onların evlerimize ve hayatlarımıza kattığı enerji öylesine büyük ki, bunu evini bir ev hayvanıyla paylaşan dostlarım çok iyi anlayacaktır.Şu an temiz ama içinde kocaman bir boşluk olan bir evimiz var.
Bir dönem evde yalnız kalmasına dayanamadığımızdan her gün eşimle birlikte onun ofisine taşınmıştı tıfıl, yukarıdaki görüntüler de o dönemden. Kendisinde bir basın muhabirinden ziyade bir anchorman havası yok mu ama.
Gelelim patates mantısına; ne patates mantısının nede tıfılın elbette birbirleriyle ilgisi yok.
Aslında bu tarif iş sonrası hafta içi hızla yapılabilecek pratik tariflerden biri.
Ben uzun uzun ölçülü tarif vermeyi sevmiyorum. Elbette ölçü vermek gereken tarifler de var ama benimkiler hemen herkesin kolayca yapabileceği türden. Paylaşmamın tek sebebi de insan bazen ne yapacağını bilemez aklına farklı bir alternatif gelmez ya işte öyle zamanlar için bir öneri olsun.
Patates püresini bildiğimiz yöntemle hazırlıyoruz kıymalı harcını da ağız tadınıza uygun şekilde hazırlayabilirsiniz. Ben bol soğan,domates, kırmızı ve yeşil biber baharat ve taze maydanoz ilavesiyle klasik bir kıyma harcı hazırladım. Hazırladığımız patates püresinin üzerine harcımızı yaydıktan sonra 15 dk fırınlıyoruz. Üzerine sarımsaklı yoğurt ve en üstüne de tereyağında kızdırılmış pul biber dökerek servis edebilirsiniz.
Afiyet olsunnnnnnnnnnnn
9 Şubat 2015 Pazartesi
FRANSIZ TOSTU VE FOCACCİA (FOKAÇYA YADA İTALYAN YASSI EKMEĞİ
Yemek yapmak keyifli ve çoğu zaman terapi görevi görse de insan her gün aynı enerjiyi bulamaz ya aklına yapacak bir şey gelmez yada içinden yapmak gelmez. Bu iki tarif de tam böyle günler için.
Fransız tostu için önce geleneksel olarak tost hazırlığı yapıyoruz. Kaşarlı yada arzuya göre sucuklu da hazırlayacağınız tostlarınızın her iki yüzünü de çırpılmış yumurta ve süt karışımına bulayıp kızartıyoruz. Arzuya göre bu karışımda süt yerine krema da kullanılabilir. Son derece basit olan bu tarifte dikkat etmeniz gereken tek şey yumurtalı karışıma bulama konusunda elinizi çabuk tutmanız. Zira sıvı karışıma bulanan tost ekmekleri süratle yumuşayacaktır.
Halis zeytinyağında bir orta boy soğanı yumuşayana kadar soteliyoruz, içine küçük küçük doğranmış kurutulmuş domatesleri ilave ediyoruz ocaktan indirmeye yakın 2 yada 3 diş rendelenmiş sarımsağı da ilave edip bir kaç dk daha karıştırdıktan sonra ocaktan indiriyoruz. İçine taze maydanoz varsa taze yoksa kuru kekik, biberiye ve arzuya göre diğer baharatları da ilave edip bir süre soğuması için bekletiyoruz. İsterseniz zeytinde ilave edilebilir. Soğuduktan sonra fırından almış olduğunuz bir ekmek hamuruna karıştırıp şöyle bir yoğuruyoruz. Ekmeğimiz fırına girmeye hazır. 25-30 dk 200 C de pişirdikten sonra afiyet olsun.
Pizzanın atası olarak bilinen İkinci tarifimiz fokaçya ekmeği.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)