15 Ocak 2014 Çarşamba

İYİ Kİ DOĞDUN MAVİ GÖZLÜ DEV

      1963 yılında 61 yaşında Moskova'da  kaybettiğimiz büyük ustanın doğum günü bugün. Nazım Hikmet Ran, ülkemizin kıymetini bilmediği, bırakın kıymet bilmeyi komünizm propogandası yapmakla suçlayarak Türk vatandaşlığından çıkardığı ve hayatının sonuna kadar sürgün hayatına mahkum ettiği ünlü şair,düşünür,yazar....

     Geçen yıl eşim Moskova ziyareti sırasında, ünlü şairin Novo Devichy mezarlığında bulunan mezarını ziyaret etme olanağı bulmuştu. Büyük aşkı Vera'nın mezarının Nazım'ın ayakucunda olduğunu, Novo Devichy mezarlığının Tolstoy, Boris Yeltsin, Einstein ve adını hatırlayamadığım daha pek çok insanın mezarına ev sahipliği yaptığını da bu vesileyle öğrenmiştim. 
    Söyleyecek çok şey var, Nazım'a dair, Nazım'ın aşklarına, insan sevgisine, memleket sevdasına oğul özlemine dair. Ama böyle zamanlarda insanın boğazında düğümleniyor sözler. Hangi şiirini paylaşayım diye düşündüm bir süre. Hepsi öyle güzel öyle değerli ki benim için. Kuvay-ı Milliye destanı mesela,  neredeyse ezbere bildiğim, kaç kez okuyup kaç kez dinlediğimi artık hatırlamadığım. Ama nedenini bilmediğim bir biçimde bugün biricik oğlu Memet'e yazdığı bu son mektubu paylaşmak istedim sizlerle. 

İyi ki doğdun büyük usta doğum günün kutlu olsun...



Memed'e Son Mektubumdur


Bir yandan cellatlar girdi araya, 
Bir yandan, oyun etti bana 
bu mendebur yürek, 

Nasip olmayacak Memed\'im yavrum, 
seni bir daha görmek. 

Biliyorum, 

buğday başağı gibi delikanlı olacaksın, 
ben de öyleydim gençliğimde, 
kumral, ince, uzun; 

gözlerin ananınkiler gibi kocaman, 
bazen de bir parça bir tuhaf mahzun; 
alnın alabildiğine aydınlık; 
herhalde sesin de olacak 
- berbattı benimkisi - 

türküler döktüreceksin yanık mı yanık... 
Konuşmasını mı bileceksin 
- ben de becerirdim o işi 
sinirlenmediğim zamanlar - 

bal damlayacak dilinden. 
Vay, Memet, kızların çekeceği var 
senin elinden. 

Müşküldür 
babasız büyütmek erkek evladı. 

Ananı üzme oğlum, 
ben güldürmedim yüzünü, 
sen güldür. 

Anan, 
ipek gibi kuvvetli, ipek gibi yumuşak; 
anan, 
nineliğinde bile güzel olacak 
onu ilk gördüğüm günkü gibi, 
Boğaziçi\'nde, 
on yedisinde 
ay işığı, günışığı, can eriği, 
dünya güzeli. 

Anan, 
ayrıldık bir sabah, 
buluşmak üzre, 
buluşamadık. 

Anan, 
anaların en iyisi en akıllısı, 
yüz yıl yaşar inşallah... 

Ölmekten, oğlum korkmuyorum, 
ama ne de olsa 
iş arasında bazen 
irkilip ansızın, 

yahut yalnızlığında uyku öncesinin 
günleri saymak biraz zor. 

Dünyada doymak olmuyor, Memet, 
doymak olmuyor... 

Dünyada kiracı gibi değil, 
yazlığa gelmiş gibi de değil, 
yaşa dünyada babanın eviymiş gibi... 
Tohuma, toprağa, denize inan. 
İnsana hepsinden önce. 

Bulutu, makinayı, kitabı sev, 
insanı hepsinden önce. 

Kuruyan dalın 
sönen yıldızın 
sakat hayvanın 
duy kederini, 
hepsinden önce de insanın. 

Sevindirsin seni cümlesi nimetlerin 
sevindirsin seni karanlık ve aydınlık, 
sevindirsin seni dört mevsim. 
ama hepsinden önce insan sevindirsin seni. 
Memet, 
memleketler içinde bir şirin memlekettir 
Türkiye, 
bizim memleket, 
insanı da, 
su katılmamışı, 
çalışkandır, ağırbaşlı, yiğittir, 
ama dehşetli fakir. 
............. 
............... 
Memet, 
ben dilimden, türkülerimden, 
tuzumdan, ekmeğimden uzakta, 
anana hasret, sana hasret, 
yoldaşlarıma, halkıma hasret öleceğim, 
ama sürgünde değil, 
gurbet ellerde değil, 

öleceğim rüyalarımın memleketinde, 
beyaz şehrinde en güzel günlerimin. 
............. 
............... 



2 yorum:

  1. Buyuk sair, buyuk insan, yenilikci, ozgun kisi...düşünmenin suç olduğu bir ülkede yaşamanın bedelini vatan hasretiyle ödeyen aydınlarımızdan sadece birisi... Ruhu sad olsun
    Havana'da Che'nin muzesindeki duvarda Nazim Hikmet'ten bahsetmesi gurur vericiydi..
    http://myblog-ayf.blogspot.com/2013/12/kuba-varadero-havana-seyahati.html

    YanıtlaSil
  2. Sevgili Ayfer,
    Ne yazık ki Nazım Hikmet ülkemizin küstürdüğü ne ilk ne de son aydın.

    YanıtlaSil